PONTUS DEVLETİ KİMİN DEVLETİYDİ? | Orta Asya’dan gelen Türk boyları

Greklerin (yunanlıların) devleti değildi.

Devletin kurucusunun da, hanedanın da, halkının da, grekler herhangi bir ilgisi yoktu. Tarihin hiçbir çağında Doğu Karadeniz Bölgesi’ne grek göçü olmamıştı ki, Helen’ in çocukları orada bir devlet kurmuş olsunlar!

Tarih sahnesine M.Ö. 281 , 298, 301 yıllarında çıktığı telaffuz edilen bu devletçik Pers Genel Valisi’nin oğlu Mitridat tarafından kurulmuştur. Grek tarihçi Yorgos Kardatos da aynı kanıdadır. Bakın ne diyor:

“Greklerin Pontus ile hiçbir ilgileri yoktur! Greklerin Pontus’la ilgileri Atinalı tüccarların gemilerle gelip, Trabzon bölgesinden çaldıkları inekleri Atina ve Mısıra götürüp satmalarından ibarettir!”

Alfred Duggan, King of Pontus adlı eserinde bu inek hırsızlığından nezaketen bahsetmez ama Pontus krallarının grekler ile hiçbir ilgilerinin bulunmadığını da yazar. Tarihçilerin babası olarak kabul edilen Heredot, İran egemenliği altındaki ulusları sayarken, bölgede Moşililerin, Tibaren, Makronlu, Mosinekli ve Marlıların yaşadığından bahseder, greklerden bahsetmez!

M.S. 105 yılında doğan Makedonyalı İskender’in Asya seferini anlatan eserinden başka, tarihçi Arrianus’un Doğu Karadeniz halklarıyla ilgili listesinde de grekler yoktur.

Fransız bilim adamı Lebeau (Löba), kadim Pontus ahalisinin “burayı çok eskiden beri vatan yapmış olan Turanlılar olduğunu ” söyler. Jakop Phillipp Falmerayer adında bir Alman tarihçi vardır. Bu tarihçi 19. yüzyılın başlarında Batılı kralların ve sarayların yardımıyla canlandırılmak istenen “Elen Dostluk Akımı” nedeniyle Danimarka’nın Kopenhag Üniversitesi tarafından açılan yarışmaya, maksada pek uygun bir eserle katılır: Trabzon İmparatorluğu Tarihi.’ Ödül almak için eserini Elen dostlarına beğendirmek zorunda olan bu tarihçi bile bütün gayretlerine rağmen “Trabzon’un Kafkasya’dan gelen Türkler tarafından kurulduğunu” gizleyememiştir. Friedrich Hrozny, “Ortaasya’dan Kafkasya’nın kıyı kesimine gelen boyların uygarlık öğreterek buralara yerleştiğinden” bahseder. R.P. Pullant ve Texier de aynı görüştedir. Onlar da “Trabzon’un yerli halkının Türk olduğunu “ yazmışlardır. Fransız seyyah Texier, Architecture Byzantine adlı eserinde, “Trabzon’un milattan yüzyıllarca önce Ortaasya’dan gelen Türk boyları tarafından kurulduğunu ” kaydeder.

Yunanlılar, Pontus’un tarihinde hırsızlıktan sonra ancak bir cinayet ve ihanetle adlarını duyurabilmişlerdir ki, zaten Kral VI. Mihridat’ın bir grek olan kraliçe tarafından öldürülmesiyle devletin de sonu gelmiştir. Mahmut Goloğlu, bu hain kraliçenin Romalılara yaranmak için Pontus’un ayyıldızlı devlet armasını da kaldırdığını yazıyor. Hüseyin Hüsamettin Efendi, Amasya Tarihi’nde Trabzon adının Tibaren veya Tibaron kelimelerinden bozma olduğunu yazar.

Diyarbakırlı Sait Paşa’nın Miratü’l İbar’da bildirdiğine göre bazı Arap tarihlerinde Trabzon’un adı, şehirde çoğunluğu teşkil ettikleri anlaşılan Tibarenler’e izafeten Tibarende, Tibarite, Trabende, Trabzende imlaları ile yazılmıştır. Bazı Arapça eserlerde ise Karadeniz’e Bahr-i Trabezanda yani Trabzon Denizi denmektedir. İdrisi şehrin adını Atreb ezun olarak kaydeder. Konuyu inceleyen Mahmut Ak, Joachim Lelewel’in Atlası’nda Trabezonda olarak geçen kelimeyi Batılı kartografların Trabezonda, Trebxonda, Trebezonda, Trebisond, Trapezunt, Trabiso n şeklinde okuduklarını yazmaktadır. Grekler yine bir el çabukluğu ile bu kelimeyi ” Trapezous” haline getirerek güya grekleştirmişler. Oysa Karadeniz sahilinde grekler tarafından kurulmuş herhangi bir şehir yoktur! 

NECDET SEVİNÇ

Yorum bırakın