TİMUR’UN KILICI VE ATATÜRK | BU TOPRAKLARDA TÜRK’ÜN KILICINDAN BAŞKA BİR TUNÇ PARILDAMAZ

Kurtuluş Savaşı’nda Milli ordunun Sakarya’da emperyalist orduyu mağlup etmesi, mazlum milletlere umut olmuştu. Tam bu sırada Sovyet Buhara Cumhuriyeti’nden Ankara hükümetine 3 kılıç geldi. Bu kılıçların sahibi Timur’du.

Milli Mücadele sırasında Buhara’dan gelen elçiyle görüşen Atatürk, 17 Ocak 1922’de kürsüde şöyle konuştu: Muhterem arkadaşlari, Türkistanlı kardeşlerimiz Sakarya Zaferi münasebetiyle bize 3 kılıç bir de Kuran’ı Kerim göndermiştir.

Bu üç kılıçtan birini ben aldım. İkincisini Batı Cephesi kumandanı İsmet Paşa’ya verdim. Üçüncü kılıcı da İzmir’in fatihine saklıyorum. Bu kılıç, İzmir’e giren ilk kumandanın beline takılacaktır.

ÜÇÜNCÜ KILIÇ İZMİR’İN FATİHİ ŞERAFETTİN BEY’E

Son kılıç İzmir’e giren ilk süvari zabiti Şerafettin Bey’e bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından takılmıştır. Bu kılıcın İzmir’e giren kumandana takılmasının ayrı bir nedeni vardır.

Çünkü Timur, İzmir’i bu kılıçla fethetmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal 10 Eylül’de İzmir’e gitti, yanında da Timur’un kılıcı vardı. Yüzbaşı Şerafettin 15 Eylül’de kılıç kuşandı.

Mustafa Kemal Timur’un kılıcını törenle bizzat kendi verdi Yüzbaşı Şerafettin’e… Yüzbaşı kılıcı yıllarca titizlik şerefle korudu.

Özetle, 9 Eylül 1922’de Türk ordusunun İzmir’e girişinin bir de sembolik anlamı vardır. O da, “Bu topraklarda Türk’ün kılıcından başka bir tunç parıldamaz” şeklindedir.

Yorum bırakın