Askerî Etos, Töre ve Avrasya Sürekliliği Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme
ÖZET
Bu makale, Sparta ile İskitler arasındaki askerî ve ideolojik benzerlikleri, İskitlerin Avrasya Türk bozkır geleneğiyle olan kültürel ve tarihsel sürekliliği çerçevesinde ele almaktadır. Çalışma, etnik indirgemecilikten kaçınarak karşılaştırmalı tarih yöntemini benimsemekte; mitoloji, askerî örgütlenme, töre anlayışı, savaşçı kimlik ve silah kültürü üzerinden bir çözümleme sunmaktadır. Sonuç olarak Sparta’nın Avrasya bozkır savaşçı tipolojisinin Akdeniz dünyasındaki özgün ve kurumsallaşmış bir yansıması olduğu savunulmaktadır.¹
GİRİŞ
Antik Yunan dünyasında Sparta, siyasal ve toplumsal yapısı bakımından istisnai bir konuma sahiptir. Bireyin devlete mutlak tâbiyeti, askerî disiplinin toplumsal hayatın merkezine yerleştirilmesi ve bilinçli sade yaşam ideali, Sparta’yı diğer Yunan poleislerinden ayırır.² Aristoteles ve Plutarkhos gibi antik yazarlar, Sparta’yı klasik Yunan şehir-devletlerinden farklı, neredeyse “Yunan dışı” bir askerî toplum modeli olarak tasvir eder.³
İskitler ise MÖ 1. binyıl boyunca Karadeniz’in kuzeyi ile Avrasya bozkırlarında etkili olmuş, askerî kimliği merkezde bulunan savaşçı topluluklardır. Herodotos’un anlatımı, İskitleri düzensiz göçebelerden ziyade töreye dayalı bir düzen içinde yaşayan, savaşçı değerleri kurumsallaştırmış bir toplum olarak sunar.⁴
Bu çalışmanın temel sorusu şudur:
Sparta ile İskitler arasındaki benzerlikler rastlantısal mıdır, yoksa Avrasya bozkır savaşçı geleneğinin farklı coğrafyalardaki tezahürleri midir?
I. HERODOTOS, KURULUŞ MİTLERİ VE SAVAŞÇI MEŞRUİYET
Herodotos, Historiai’nin IV. kitabında İskit kraliyet soyunu Herakles’e bağlayan bir kuruluş miti aktarır.⁵ Buna göre Herakles ile yılan-bedenli bir kadının birleşmesinden Targitaos doğmuş, krallık ise silahı ve gücü kullanma yetisini kanıtlayan en küçük oğula verilmiştir.⁶
Aynı Herakles figürü, Sparta krallarının soy anlatısında da merkezi bir yere sahiptir. Agiad ve Eurypontid hanedanları kendilerini Herakleidai olarak tanımlamış, siyasal meşruiyetlerini savaşçı bir ataya dayandırmışlardır.⁷
Bu ortak mitolojik figür, doğrudan bir etnik akrabalıktan ziyade, savaşçı meşruiyet anlayışının ortaklığını yansıtmaktadır. Herakles burada Yunan mitolojisine özgü bir figür olmaktan çok, düzen kuran ve gücü silahla tesis eden evrensel bir savaşçı arketipi olarak karşımıza çıkar.⁸
II. SPARTA’DA ASKERÎ TOPLUM MODELİ
Sparta toplumunun temelini agoge sistemi oluşturur. Erkek çocuklar küçük yaşlardan itibaren ailelerinden alınarak devlet denetiminde askerî eğitime tâbi tutulur. Bu sistemde bireysel kimlik bilinçli olarak bastırılır; kolektif disiplin ve savaşçı kimlik ön plana çıkarılır.⁹
Plutarkhos’a göre Spartalılar için korkaklık, yalnızca bireysel bir kusur değil, toplumsal bir suçtur.¹⁰ Savaşta geri çekilenler yurttaşlıktan fiilen dışlanır. Xenophon ise Sparta düzenini “tam anlamıyla askerî bir yaşam biçimi” olarak tanımlar.¹¹
Bu yapı, Avrasya bozkır toplumlarında görülen askerî örgütlenme ve savaşçı ahlâk ile dikkat çekici paralellikler göstermektedir.
III. İSKİTLER VE TÜRK BOZKIR GELENEĞİ
Kültürel Süreklilik, Töre ve Savaşçı Tipoloji
3.1. Avrasya Bozkırında Kültürel Süreklilik
Arkeolojik veriler, Karadeniz’in kuzeyinden Altaylara kadar uzanan bozkır kuşağında MÖ 1. binyıldan itibaren kesintisiz bir kültürel süreklilik bulunduğunu göstermektedir. Kurgan tipi mezarlar, at gömüleri, silah merkezli defin geleneği ve hayvan üslubu sanatı; İskitlerden Hunlara ve Göktürklere kadar aynı temel şemayı korur.¹²
Bahaeddin Ögel ve Peter Golden gibi araştırmacılar, Türk tarihinin Hunlarla başlatılmasının bu sürekliliği yapay biçimde kestiğini vurgulamışlardır.¹³ Bu bağlamda İskitler, Türk bozkır dünyasının erken tarihsel halkalarından biri olarak değerlendirilmelidir.
3.2. Töre ve Toplumsal Düzen
Türk tarih yazımında “töre”, hukuk, ahlâk ve askerî düzenin tamamını ifade eden kurucu ilkedir.¹⁴ Herodotos’un İskitler hakkında aktardığı gelenekler, yazılı hukuk bulunmamasına rağmen açık biçimde töreye dayalı bir düzeni ortaya koymaktadır.¹⁵
Ant içme ritüelleri, savaşta cesaretin mutlak erdem kabul edilmesi ve ganimet paylaşımının belirli kurallara bağlanması; Hun ve Göktürk töresiyle doğrudan örtüşmektedir.¹⁶ Bu durum, İskit töresinin Türk töresinin erken tarihsel biçimi olarak okunabileceğini göstermektedir.
3.3. “Er” Tipi ve Savaşçı Kimlik
İskit toplumunda savaşçı olmak, yalnızca askerî bir görev değil; toplumsal statünün temel ölçütüdür. Herodotos’un aktardığı “ilk düşman öldürme” ritüeli, savaşçılığın bir erginlik göstergesi olduğunu ortaya koyar.¹⁷
İbrahim Kafesoğlu’na göre Türk toplumunda “er”, askerî yetkinlik, ahlâkî sorumluluk ve siyasal meşruiyeti birlikte temsil eder.¹⁸ İskit savaşçısı da aynı üçlü işlevi yerine getirmektedir.
3.4. Dil Meselesi ve İranî Tezin Sınırları
İskitlerin İranî olduğu iddiası, sınırlı sayıdaki özel ad ve tanrı isminin İran dilleriyle ilişkilendirilmesine dayanmaktadır.¹⁹ Ancak bu veriler, kesin bir etnik sınıflandırma için yeterli değildir.²⁰ Göçebe toplumlarda çok dillilik ve elit dil değişimi yaygındır.²¹
Arkeolojik ve kültürel verilerin büyük çoğunluğu, İskitlerin Türkî bozkır dünyasıyla yapısal bağlarını ortaya koymaktadır.²² Bu nedenle İskitler ön-Türk / erken Türkî bozkır konfederasyonu olarak değerlendirilmelidir.
Daha fazla bilgi için: https://anadoluarkeolojisi.blog/2025/12/13/iskitlerin-iran-kokenli-oldugu-uydurma-iddiasi/
IV. SİLAH KÜLTÜRÜ VE SAVAŞ AHLAKI
İskitlerin karakteristik silahı olan akinakes, kısa ve yakın dövüşe uygun bir kılıçtır.²³ Silahların kurganlarda törensel biçimde gömülmesi, silahın yalnızca bir araç değil, savaşçı kimliğin parçası olduğunu göstermektedir.²⁴
Sparta’da kullanılan xiphos da benzer biçimde kısa ve öldürücüdür. Plutarkhos, Spartalıların kısa kılıcı bilinçli olarak tercih ettiklerini, bunun yüz yüze çarpışmayı yücelten bir savaş anlayışının sonucu olduğunu belirtir.²⁵
SONUÇ
Bu çalışma, Sparta ile İskitler arasındaki benzerliğin yüzeysel olmadığını ortaya koymuştur. Mitoloji, askerî örgütlenme, töre anlayışı, savaşçı kimlik ve silah kültürü; bu iki toplumun aynı savaşçı tipolojiyi paylaştığını göstermektedir.
İskitler, Avrasya bozkır dünyasının erken aktörleri olarak Türk bozkır geleneğiyle güçlü süreklilikler sergilerken; Sparta, bu tipolojinin Akdeniz dünyasında benzersiz biçimde kurumsallaşmış bir tezahürü olarak değerlendirilebilir.
DİPNOTLAR
- Marc Bloch, Tarihçinin Zanaatı.
- Aristoteles, Politika, II.
- Plutarkhos, Lykurgos’un Hayatı.
- Herodotos, Historiai, IV.
- Herodotos, IV. 5.
- Herodotos, IV. 7.
- Plutarkhos, Lykurgos, 1.
- Jean-Pierre Vernant, Yunan Düşüncesinde Mit ve Toplum.
- Xenophon, Lakedaimonluların Devleti, 2.
- Plutarkhos, Lykurgos, 22.
- Xenophon, Lakedaimonluların Devleti, 10.
- Renate Rolle, İskitler.
- Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları; Peter B. Golden, Türk Halklarının Tarihine Giriş.
- İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü.
- Herodotos, IV. 66–70.
- Ahmet Taşağıl, Gök-Türkler.
- Herodotos, IV. 65.
- İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü.
- I. M. Diakonoff, The Proto-Iranians.
- Askold Ivantchik, “Scythians”, Encyclopaedia Iranica.
- Osman Karatay, İran ile Turan.
- Ziyauddin Gasanov, Royal Scythians.
- E. D. Phillips, The Royal Hordes.
- Renate Rolle, İskitler.
- Plutarkhos, Moralia.